• Sitemizde hiç bir şekilde yasa dışı bahis ve kumar oynatılmamaktadır! İddaaForumu Sitesi, Türkçe dilini kullanan ve Türkiye dışında yaşayan kişileri bilgilendirmek amacıyla düzenlenmektedir. İddaaForumu sitesinde tanıtılan bahis firmaları Türkiye Cumhuriyeti kanunlarınca yasal olmayabilir, Türkiye'de ikamet eden ve paylaştığımız iddaa tahminlerini takip eden kişiler Sportoto bayileri olan; Bilyoner, Nesine, Tuttur, Birebin, Misli ve Oley web sitelerinden bahis yapmalıdır. Digitürk ve D-Smart gibi platformların sahip olduğu telif haklarından ötürü sitemizde yayınlarına yer verilmemektedir.

    Skype : live:.cid.a929326185b46229

Balık stoklarında çöküş

Balık stoklarında çöküş

1 Eylül itibarıyla kalkan av yasağının ardından denize açılan balıkçılar, umduğunu bulamayınca bu durum fiyatların da artmasına neden oldu. Uzmanlar, balık stoklarında da çöküş yaşandığını belirtti.

Av yasağı kalktı ancak balıkçıların yüzü gülmedi.

Hamsi, mezgit, istavrit gibi diğer balık çeşitleri de tezgahları şenlendiremeyince balık fiyatları tavan yaptı. Artan fiyatlar karşısında vatandaşlar da balığa hasret kaldı.

Ordu Üniversitesi (ODÜ) Fatsa Deniz Bilimleri Fakültesi Balıkçılık Teknolojisi Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Aydın, Karadeniz’de yanlış avlanma, iklim değişikliğine bağlı deniz suyundaki ısınma ve kirlilik nedeni ile balık stoklarında çöküş yaşandığını söyledi.

7Jwg3g5SNUSSu5LJmp2q6A.jpg
"BALIK STOKLARIMIZIN ÜZERİNDE AV BASKISI VAR" Prof. Dr. Aydın, Bakanlık tarafından av süresinin kısaltılması ya da balık avcılığında kota uygulaması gibi tedbirlerin alınarak popülasyonun tekrar canlandırılması gerektiğini belirtti. Prof. Dr. Aydın, “Karadeniz’de ana nedeni yanlış avlanmadan kaynaklı stoklarımızda bir çöküş var. Yıllardan beri çok ciddi miktarda stoklarımızın üzerinde av baskısı var. Bu av baskısından kaynaklı da stoklarımız her geçen gün azalmaya devam ediyor." dedi. Bir popülasyonun düzgün yönetilebilmesi için küçük bireylerin avlanmaması gerektiğinin altını çizen Aydın, "Ama biz daha küçük bireyleri de avlamaktayız. Dolayısı ile ürüme yetisine sahip olmayan bu küçük bireyleri avlamamız, yani yumurtlama şansı vermiyoruz." diye konuştu. Gelecek nesillere yumurta ya da yavru bırakılmadığından dolayı her geçen gün stokların daha da azalmakta olduğunu kaydeden Aydın, "Bu avcılığın üzerine bir de iklim değişikliği kaynaklı deniz suyundaki sıcaklık, çevresel kirlilikler, denizlerimizi güzel kullanmamamız eklendiğinde durum daha kötü bir hal almaya gitmekte. Bu balık stoklarımızın iyileşebilmesi için üzerindeki av baskısının azaltılması gerekmektedir. Bunun da artık bakanlık yetkilileri tarafından gündeme alınıp, zaman içerisinde belirli av süresinin azaltılması veya bazı türlerde kota uygulaması gibi bazı düzenlemelerin artık mutlak suretle yapılması gerektiğini düşünüyorum.” diye konuştu.
FObpBPgfQkiZkUNVclXpMw.jpg
"ARTIK BUNA DUR DEMENİN ZAMANININ GELDİ" Aydın, balıkçılık ile ilgili alınan kararların uygulanma aşamasında sorunlar yaşandığını kaydederek, “Balıkçılığın düzenlenmesini gerçekleştiren ilgili bakanlıkta alınan kararlarda bir sıkıntı yok ama uygulamada sıkıntılarımız var. Dolayısı ile büyük balıkçı reislerinin artık bir araya gelip kendileri bir oto kontrol ile avcılığın bu şekilde olmayacağının bir kararını verip daha düzgün bir şekilde avcılık yapmamız gerekmektedir. Bizim daha radikal kararlar almamız lazım. Yoksa Karadeniz çöktü çöküyor. Bu sene sadece hamsi değil, istavrit, palamut, lüferimiz de yok. Çok az miktarda avcılık yapılmakta ama bu artık bizi kurtaracak düzeyde değildir. Bugünden önlemlerimizi almazsak en büyük etkilenecek olan yine balıkçılardır. Dolayısı ile artık buna bir dur demenin zamanının geldiğini düşünüyorum.” ifadelerinde bulundu. "‘YILLIK BALIK TÜKETİMİ ORTALAMAMIZ 7 KİLODAN 5 KİLOYA DÜŞTÜ" Türkiye’deki kişi başına tüketilen balık miktarında da düşüş görüldüğünü ifade eden Aydın, şöyle konuştu: “Şu anda bile vatandaşın balık tüketim oranları düştü. Üretim, yetiştiricilik yapıyoruz ama bunlar tüketimin artmasında bir etki oluşturmuyor. Örneğin; Türk somonu üretiliyor. Ürettiğimiz Türk somonunun yüzde 90’ını da yurt dışına yollamaktayız. Biz halk olarak nerede ise balık yiyemiyoruz. Avcılık bu şekilde devam ettiği müddetçe Türk halkı her geçen gün daha az balık ve daha pahalı tüketmeye başlayacak. Önceden Türkiye’de yıllık ortalama 7 kilogram civarında tüketimimiz vardı. Şimdilerde bu oran 5 kilogramlara kadar düştü. Bu tüketim oranının daha da düşeceğini düşünüyorum.”
 
Üst